Sanayileşme ile birlikte, insanların güvenliği de önemli bir konu haline gelmiştir. Tekstil sanayisinin gelişmekte olan bölümü lifler, kumaşlar ve koruyucu giysilerde yeni gelişmeler bulunmaktadır. Güç tutuşur tekstil endüstrisi; üretim teknolojisi, çevre dostu, toksik olmayan ve tekstillerin konfor özelliğini tamamlayıcı güç tutuşurluk sistemlerinin üretilmesi şeklinde olmaktadır. Bu tür malzemelerin kullanıldığı günlük yaşamda ve otomotiv, uzay ve havacılık alanlarında meydana gelen kazalar sonucunda çıkan yangınların sebep olduğu can ve mal kayıpları, sözü edilen malzemelerin kullanımında yeni kriterlerin ve yaptırımların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Konulan kurallar ve sınırlamalar ise, günlük hayata giren tekstilden modern ulaşım araçlarında kullanılan plastik malzemelere kadar, doğal veya sentetik polimerik malzemelerin yanmaya dayanıklı hale getirilmesi amacıyla yoğun bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapılmasına yol açmıştır.
Günlük yaşantıda nerede olursak olalım (ev, okul, işyeri veya ulaşım araçları) çevremizde bulunan eşya veya makinelerden can ve mal güvenliği açısından beklenilen en önemli özellik herhangi bir nedenle aleve maruz kalındığında tutuşmama özelliği göstermeleridir. Bu nedenle yangın güvenliği, pek çok farklı endüstri kollarında son yıllarda artan bir önem arz etmektedir. Aleve maruz kalınması durumu için duman ve ısı detektörleri, pulvarize su püskürtme sistemleri ve daha başka erken uyarı sistemleri geliştirilmektedir. Fakat tüm sistemler bu ortamlarda bulunan malzemelerin, güç tutuşurluk kazandırılmış malzemeler olması ile daha verimli hale gelebileceklerdir.
Güç tutuşma özelliğine sahip ürünlerin kullanımının ya da diğer bir deyişle kullanılan ürünlere güç tutuşurluk sağlanması gerektiğinin farkına varılmasının yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir..
Söyle ki; Paris tiyatrolarında güç tutuştuğu ifade edilen kanvaslar (1638) ve Oxford’da raporlanan “Tutuşmayan Giysi” (1684) bu konuda kaydedilmiş olan en eski örnekler olarak karsımıza çıkmaktadır. Günümüzde ise sadece tiyatrolarda kullanılan perdeler ya da giysiler değil, neredeyse her ürün için güç tutuşurluk özelliğinin kazandırılması gerektiği ve bu yönde yoğun Ar-Ge çalışmalarının yapılmakta olduğu görülmektedir.